Sonbahar geliyor derken Eylül’ün yarısı geride kaldı bile… Ekonomiye ilişkin bir özet daha yapmanın zamanı geldi…

İnsan zihni yüklü bir yaradılış birimi. Mazi, düşünceler, duygular, bugünü ve yarını hepsi bu birimde...

İktidarın ilk 100 günü tamamlandı. İlk 100 gün, dünya ekonomilerinde önemsenen, ekonomi değerlendirmesi için ölçüt alınan bir dönemdir.

Dünya tarihi değişimin tarihidir. İçinde bulunduğumuz zamanlar yeni bir paradigma, değişimin zamanıdır.

“Koşan ata nal çakarmışçasına” süratli yaşantım değişti. Daha pasif bir hayat yaşıyorum. Ama bu çok daha keyifli. Ahaliyle sohbetler...

Arızalı ruhlar ve meyiller, ne acıdır ki sık sık rastladığımız ve çoğu zaman da anlamakta kabullenmekte zorlandığımız bir mevhum.

Temmuz’un bittiğine şaşırmaktayken, buyurun Ağustos da bir hafta içinde sona erecek. Eylül ile beraber artık sonbahar...

Kur Korumalı Mevduat, galiba 2021 sonu veya 2022 yılıydı, Türk ekonomisine ikinci defa girince yeni bir çözümmüş gibi karşılandı.

Lezzet peşinde koşan gurmeler gibiyiz bazen, "İnsan" konusunda…

Son dönemde, KKMH (Kur Korumalı Mevduat Hesabı) oluşturulmuştu. Ekonomi için bu tür çare arayışlarının başarılı olmasını pek beklemiyorum.

Değişim sadece siyasetçilerde, bürokratlarda olmuyor. Konularda, davranış biçimlerinde, anlayışlarda, algılamada. Her şey değişiyor.

Çağımız artık bilgi çağı. Doğru bilgiye en hızlı ve güvenilir biçimde erişim gerekli ve çok önemli.

Herkes artık çok iyi biliyor. Enflasyon global ekonomilerdeki en önemli iktisadî sorun.

Nokta koyar gibi, bu gece Dolunay’da “Zamansız Mekanlar ve Hayalsiz İzler” var. Hiçbir şey göremiyorum.

Bu defa gelir ve bir anda göz açıp kapayıncaya kadar kısa sürede yerini Ağustos’a bırakır. Yani Temmuz, biter ve gider…

Bugünlerde biliyorum, çocuklarda, gençlerde ve tabii ki ebeveynlerde müthiş bir telâş var. Hangi okulu, meslek olarak neyi tercih edecekler?

Çok uzun zaman olmadı, baktım yaklaşık 35 gün önce yine burada yazmış ve sizlerle paylaşmışım. Devalüasyon, IMF ile görüşmeler başlıkmış.

Burada ilk yazım olacak. İster istemez tatlı bir heyecan ve biraz da çekingenliğim var. İlk tanışma anlarında olduğu gibi.

Hayatınızdan ruhunuza dokunabilmeyi bilmeden denemeden dümdüz geçmeyi tercih edenler asla dostunuz olmamıştır. Dostluk üzerine...

Batı’da alışveriş daima doğu ülkelerindekilerden daha farklıdır. Bu farklılık alışveriş anlayışından kaynaklanır.