Zirvede Uçuşlar: Avrupa Liderleri ve Beyaz Yalanlar
- Aysun Bekdemir
- 6 gün önce
- 2 dakikada okunur
Avrupa'nın önde gelen liderleri geçtiğimiz günlerde yine bir videonun başrolündeydi. Öne çıkan şey diplomasiden çok… beyaz bir tozdu.
Yazı: Aysun Bekdemir
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in Kiev’e giden bir tren yolculuğunda birlikte görüntülendiği o videoda, öne çıkan şey diplomasiden çok… beyaz bir tozdu. Evet, diplomasi masasında barış konuşmaları yapılmasını beklerken, sosyal medya “o masadaki” başka bir şeyi konuşuyordu: kokain iddiası.
Görüntülerde Macron’un masadan beyaz bir nesne aldığı görülüyor.

Sosyal medya kullanıcıları bu sahneyi büyük bir hızla yorumlayarak, ellerindeki dijital büyüteçle adeta CSI dizilerine taş çıkartacak bir analiz furyası başlattı. Kimine göre o nesne kokain torbasıydı. Kimine göre sadece bir mendil. Elysee Sarayı’na sorarsanız zaten mesele yok: sadece bir mendil. İngiltere ve Almanya’dan da benzer açıklamalar geldi: “Yalan, montaj, dezenformasyon.”
Ama işin rengi tam da burada değişiyor. Çünkü bu olay, bize bir kez daha gösterdi ki, artık mesele sadece neyin gerçek olup olmadığı değil. Mesele, kamuoyunun neye inanmak istediği. Mesele, siyasetçilerin masada ne konuştuklarından çok, artık nasıl göründükleri.
Avrupalı liderlerin imajı, son yıllarda oldukça yorgun. Savaşlar karşısında verilen bölük pörçük tepkiler, ekonomik sıkıntılara karşı bulanık politikalar, göç krizindeki ikiyüzlü tavırlar… Şimdi üstüne bir de “mendil mi, toz mu” tartışması eklenince, halkın güvenini sarsmak için başka bir manipülasyona da gerek kalmıyor zaten.
Fransız yetkililer, bu tür videoların arkasında Rusya yanlısı grupların olduğunu söylüyor. Bu da artık alıştığımız bir açıklama: Her şeyin suçlusu Rusya.
Elbette dezenformasyon ciddi bir mesele, sosyal medyada bir görselin birkaç saat içinde milyonlara ulaşması ve algıları yönlendirmesi korkutucu. Ancak sadece dış mihraklara parmak sallayarak bu meselenin iç yüzünden kaçamayız. Siyaset, artık yalnızca söylemle değil, görüntüyle yapılıyor. Ve liderler bunu hâlâ anlamamakta ısrar ediyor.
Aslında halk, bazen beyaz bir mendilden değil, beyaz yalanlardan daha çok rahatsız oluyor. Krizin ortasındaki halk için, hangi liderin hangi marka mendil kullandığından çok, o masada gerçek sorunların konuşulup konuşulmadığı önemli.
Ama biz yine konuşulan “toz”a takılı kaldık. Belki de bu, bir şeylerin çoktan raydan çıktığının göstergesidir. Hem tren, hem sistem.
Sonuç mu?
Resmî açıklamalar geldi, iddialar yalanlandı, liderler aklandı. Ama geriye kalan ne? Güvensizlik. Komik ama gerçek: Üç büyük ülkenin lideri aynı vagonda barış için buluşuyor, dünya ise onların mendilini konuşuyor.
İşte dijital çağın siyaseti bu: Ne yaptığın değil, nasıl göründüğün konuşuluyor. Gerisi bir “beyaz perde” oyunu. Son sahnede sadece maskeler değişiyor, ama senaryo hep aynı kalıyor.
Comments