Bütçe, kişinin, devletin, özel şirketler ve kamu kurumlarının, bir dönem için geçerli olacak gelirleri ve giderlerinin düzenlenmesi, plânlanması, öngörülmesi ve hedeflenmesi olarak tanımlanır. Bizim ülkede 1 Ocak - 31 Aralık arasındaki tam bir yıl, bütçenin belirlenen süresidir.
Yazı: Hasan R. Ardıç
Bu tanıma bakarak bütçenin salt matematik olduğu bolca aritmetik işleminin bir arada bulunduğu bir çalışma olduğu düşünülebilinir. Aslında öyledir de... Ancak bütçenin sadece matematikten ibaret olduğunu düşünmek yanıltıcı olabilir.
Devlet, dolayısıyla kamu kurumları, benzer şekilde özel şirketler, gelmekte olan yeni dönem için (genelde yıl) bütçelerini hazırlarken; hedeflerini belirler, dönem için ortalama kur tahmininde bulunur, ücret artışı öngörülerini bildirir, enerji tüketimlerini tahmin eder ve benzeri birçok hususta hedefler, öngörüler sıralanır.
Bütün beklentilerin aynen çıkması, hedeflerin birebir gerçekleşmesi, tahminlerin tutması gibi bir durum elbette ki olamaz. Mutlaka yanılmalar olacak, hata payı toleransları bütçede yer alacaktır. Varsayımların da bütçe yapımındaki rolü oldukça büyüktür. Bütün bu zor çalışmadaki en uygun tutarlılık ya da tutarsızlık değerlendirilerek; önlemler alınır, uygun ölçüde revizyonlar yapılır. Ancak tutarlılık ne derece sağlıklı ise, uygulayanlar takdir görür, başarı ortaya konur. Bu durum; şirketlerde temettü dağıtımı, borsaya kote olan şirketlerde hisse değer artışı gibi konuların açıklanması ile kapitalist sistemde mutlaka değerlendirilir.
Bugün bütçe tabii ki çok daha matematiktir. Ama önceleri hedef belirleme, yönetimi eleştirme vb. kulvarlarda daha fazla kullanımı olan sosyal bir çalışma olarak kabul edilirdi. Bu kabulü de ihmâl etmemekte fayda var, bütçe bu husustan dolayı dönemsel bir eleştiri fırsatı olarak görülebilir. Kısaca; bütçeye ilişkin bu bakış açısını muhafazakar olarak nitelendirip ihmâl etmek doğru olmaz. Bu da bir realitedir.
Yazım içinde, ülkedeki geçmiş bütçe çalışmalarını da yazacağım; muhalefetin ağır eleştirilerini, iktidarın bütçeye olan savunmalarını da... Bunlar bugün kısmen özellikle komisyonlarda yapılıyorsa da bütçe görüşmelerinin o eski gerçek görüşme niteliğindeki çalışmaları artık tam olarak bizlere yansıtılmıyor. İlgili Bakan, sair ilgililer bütçeleri okunurken Meclis’te bulunmayabiliyorlar. Geçmişte sunum, Meclis’te fiilen ilgili Bakan tarafından yapılırdı. Muhalefetin sorularına ve eleştirilere Bakan doğrudan muhatap olurdu. Sonuçlar da tabii olarak bir şekilde iktidarda olan partinin iktidarı sürdürme yolunu belirlerdi.
Burada bir ara özet yapalım
Bütçenin mutlaka denk olması diye katı bir şart yok. Yanılma, hata payı elbette olabilir. Ancak bu toleransın minimum olması uygundur. Revizyon da yapılabilir ama onun da ölçülü olması işin ciddiyetini ve liyakat sahibi olmanın neticelerinden birini gösterir. Önemlidir. Ortalamada %15 azamide kabul edilebilir yıllık revizyon oranı olabilir. Kaldı ki bunun belki iki defada yapılanın toplamı olması bile mümkündür.
Genel olarak bütçe; ilgili uzmanlar tarafından hazırlanır, önce üst yöneticiye ve bilahare de şirket genel müdürüne sunulur. Kendi içinde tartışılıp, son hâli verildikten sonra şirketin bir üst kademe yönetici kuruluna (İcra Kurulu, Yönetim Kurulu vb.) şirket genel müdürü tarafından onaya takdim edilir.
Bütçenin Açık Vermesi, Denk Bütçe Nedir?
Dikkat edilirse, bütçenin fazla vermesi gibi bir sonuçsal seçenek burada yer almadı. Çünkü her türlü bütçe sonuçta mutlakaya yakın oranda açık verir ki bu da olağan karşılanır.
Bütçe neden açık verir?
Bunun çeşitli nedenleri vardır. İşte bunlardan birkaçı;
- Tahminlerde ve yapılan öngörülerde umulandan fazla bir yanılma olmuştur.
- Olağan dışı önemli olaylarla karşılaşılmıştır; büyük derecede bir deprem, salgın vb. hastalıklar, savaş vb. olaylar, uzun süreli önemli (Stratejik) grevler…
- Ekonomi bağlamında, aşırı enflasyon, resesyon, kur farklılıkları, işten çıkarmalar gibi iktisadî sorunlarla karşılaşmak, doğal afetler gibi konular bunların başlıcaları arasında yer alır ki bu listeyi uzatmak son derece olağandır.
Üretimde, ürün maliyetlerinde umulanın üzerinde artışlar, ürün tedarikindeki zorluklar nedeniyle fiyat artışlarına razı olmak, iklim ve çevre koşullarının getirdiği sorunlar, turizm gelirlerindeki anî ve kalıcı azalmalar ve benzeri başkaca bir çok ekonomi kaynaklı sorun da burada yer alması olağan sorunlardır.
Bunlar öngörülemez mi? Tabii ki öngörülebilir risklerdir. Ancak bire bir öngörmek olanaksızdır. Tahminlerde hata marjını dikkate alarak bant aralığı sistemi daha gerçekçidir. Örneğin son beş yılın gidişine bakarak, küresel ekonomilerdeki verileri de dikkate alarak olası enflasyon aralığını tahmin edebilmek bana mümkün geliyor. Ama işin içinde seçim varsa, siyaset varsa tahminlerin hata payı daima beklenenden yüksek olacaktır.
Özetle sadece gelir kısmında eksi yönlü yanılmalar değil, giderlerdeki artışlar da bütçede açık nedenidir. Bu bakımdan öngörülerin gerçekçi yapılması, objektif sayısal değerlendirmelere yer verilmesi tabii ki son derece önemlidir.
Çok basit, yalın bir ifade ile bütçedeki;
Giderler > Gelirler ise bütçe açık verecektir. Gelirler = Giderler ise Denk bütçe vardır. Bu bakımdan hükümetler, koalisyonlar, şirketler, kamu kurum ve kuruluşları, aileler ve şahıslar denk bütçe için büyük gayret gösterirler.
Bütçe Fazla Verir mi?..
Tabii ki bütçe nasıl açık verebiliyorsa, benzer şekilde fazla da verebilir. Olmayacak bir durum değildir, pek sık rastlanmaz. Bu durum sadece şirkete değil, şirketin yönetimine, sermaye yapısına, yatırımlarına ve bir çok veriye dayalıdır. Yine de ilk hedef bütçenin gelir ve giderlerinin birbirine denk olması için çalışmak ve bu meyanda da şirket hedeflerini artık konu her ne ise; yatırımlar, üretim, pazarlama, satış vb. hedeflerde gerçekleştirmektir.
Mamafih Cumhuriyetimizin ilk yıllarında Atatürk önderliğinde dünyanın derin bir ekonomik kriz yaşadığı 1929 yılında bile Türkiye bütçe fazlası vermeyi başarıyordu. Cumhuriyet, ilk 3 yılı ile 1931 ve 1933 yılları hariç bütçe fazlası verdi (16 Oca 2023). Hatırlarsanız aynı konu büyüme konusunda da gündeme gelmişti.
Bütçe bir plânlamadır. Bazı varsayımlar altında, geleceğe yönelik öngörülerin diğer birçok veriyle beraber işlenmesidir.
Bütçe kalemleri, şirketin esas iştigal konusuna bağlı olarak zaten bellidir. Belki geçen yıldan bu yana birkaç kalem daha eklenmiş, ya da yürürlükten kaldırılmıştır. Bunları da zaten şirketlerde izlemekle yükümlü mali işler elemanları vardır.
Genel anlamda benzer şekilde gider kalemleri de bellidir. Yine gelirler için belirttiğim gibi eklenen ve çıkartılan, birleştirilen gider kalemleri de bellidir. Bunlar da tabii ki şirketlerde ilgili kişilerce özenle izlenmektedir.
Burada önemli olan, bizim gibi yüksek enflasyon altında çalışan ülke ekonomilerinde her bir gider ve gelir kalemini oluşturan maddelerin, en gerçekçi tahmini, doğru öngörülebilir bir çalışmanın yapılmasıdır. Enflasyon oranı, hammadde değerleri, dövize bağlı alımlar-satışlar, işçilik ücretleri, vergiler vb. hususlar ne derece gerçekli takip edilir ve bütçe değerlerine tam olarak yansıtılırsa bütçe o derece gerçeğe yakın olur.
Bunu yapabilmek için sadece bütçeyi değil, geçmiş yıl bütçeleriyle beraber, bilançoları, kurları, vergi oranlarını, pazarlama ve satış uygulamalarını da takip etmek son derece gerekli ve önemlidir. Esasen bu öngörülerde, tabii varsayımlara da bakarak bir miktar hata payı eklemek iyi olmakla beraber fazlası bütçeyi şaşırtacak sayılara hemen yönlenir.
Son zamanlarda, hükümetin bütçesi, bazı yerel yönetimler bütçeleri, Bakanlık bütçeleri, Diyanet bütçesinde aşırı sapmalar olduğu görünmektedir. Yıllık bütçenin ilk üç ay içinde bitmesi örneğinde olduğu gibi. Burada artık düşünülebilen sadece yolsuzluklar olmaktadır.
Ekonomide her konuda olduğu gibi “GÜVEN” burada da çok önemlidir.
Bütçenin kabulünü müteakip uygulama aşamasında da sayılar geçen yıla göre çok farklı olabilir. Meselâ TL'den 6 sıfırın atıldığı yıl böyle olmuştur. Yüksek enflasyonist fiyat politikaları, uluslararası piyasalarda PMI endeksleri vb. bundaki önemli göstergelerdir.
Hazine ve Maliye Bakanı, Dr. N. Nebati, geçenlerde bütçe açıkları konusunda uzunca bir açıklamalar dizisini basın toplantısında kamuya açıklamıştır. Ancak; kamu, özel sektörün temsilcilerinin çok geniş bir çoğunluğu, akademisyenler, basının bir kısmı bu açıklamaların gerçekçi olmadığını ertesi günü toplumla somut sayısal değerler bazında paylaşmışlardır. Bir kaç satır önce üzerinde durduğumuz güven unsurunu bu şartlarda sağlamak olanaksıza yakın derecede zor görünmektedir.
Türkiye'nin merkezi yönetim bütçesi gelirleri 2022'de 2021 yılına göre yüzde 99,9 artarak 2 trilyon 802 milyar 355 milyon lira, giderleri de yüzde 83,4 yükselerek 2 trilyon 941 milyar 420 milyon lira olarak gerçekleşti. Aralık ayında bütçe açığı 118 milyar lirayı aştı. Demek istediğim; % 100 artan bütçe ancak 11 ayın gereksinimlerini karşılarken, Aralık ayı itibariyle de 118 milyar TL açık veriyor.
Aşağıda tamamen resmî kaynaklardan aldığımız bilgiler çerçevesinde T.C. Bütçesine ilişkin bazı değerlendirmeleri sunalım:
T.C. ’nin 2023 yılı bütçesi TL 4.470.000.000.000,- dir. Bu bütçe 17 Aralık 2022 tarihinde kabul edilmek suretiyle kesinlik kazanmıştır.
Merkezi yönetim bütçe dengesi ve faiz dışı bütçe dengesi 2019 yılında sırasıyla 123,7 milyar Türk lirası ve 23,8 milyar Türk lirası açık vermiştir.
TCMB rezervleri ; Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi Gelişmeleri - Ocak 2023 Resmi Rezerv Varlıkları, bir önceki aya göre yüzde 2,6 azalarak 125,3 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşmiştir.
Bu ve buna benzer bol sıfırlı çokça örnek vermek, sayılar yazmak son derece olanaklıdır. Ama önemli olan bence bunları sıralamak yerine her birini doğru algılamak ve irdelemektir. Bu değerlendirmede gerçekçi olmak, siyasal bir akıma kapılmadan gerçeği belirtmek işin önemli, güven unsurunun da ilk prensibidir.
Özetle bütçe, bütçe yapmak, denetlemek, denk bütçede kalabilmek, gerçekçi bütçeler yaparak iç ve dış piyasa ve platformlarda güven kazanmak ve bu güveni sürdürmek, bütçede minimum yanılma payı ile çalışmak, en az sayıda ve montanda revize etme gereği duymak çok önemlidir. Bütçe önemlidir. Demokrasilerde hükümetleri düşüren, yeniden Meclisten güvenoyu istenmesine neden olan, şirketlerde üst yönetimin değişmesine neden olabilen önemdedir bütçeyi doğru yapabilmek ve uygulayabilmek…
Bütçelemeye ilişkin bazı güncel bilgileri, tamamen devlet kesiminde yayınlanan (HM Bakanlığı, TÜİK, vd) kaynaklardan aynen alarak özet vermek istedim.
2023 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek işlerlik kazandı.
Bu durumda :
2023 Yılı Bütçesi
- Bütçe Giderleri TL 4,4 trilyon
- Bütçe Gelirleri TL 3,810 trilyon
değerlerinde yasalaştı.
- Açık TL 660,901 milyar
2022 de öngörülen 2023 yılı bütçesi yüksek enflasyon koşullarında yetersiz kalınca; Haziran 2022 de ek bütçe hazırlanmıştı. Benzer durum, 2023 yılında bütçe ile OVP (Orta Vadeli Plan) arasında da görülmektedir. OVP ye göre 2023 yılı açığı TL 461 milyar olarak öngörüldü, ancak 2023 yıl sonu bütçe açığının TL 660 milyar olacağı tahmin olarak hesaplanmaktadır.
Bakanlıklar arasında bütçenin dağılımı konusunda her zaman olduğu gibi bazı tartışmalar olsa da, yeni dönemde CB'lığı bütçesi, Diyanet İşleri Başkanlığı bütçe tahminleri yüksek giderler olmaktadır. Gündeme sıkça gelen TBMM'de bir öğle yemeği maliyetinin bile çok yüksek bir gider kalemi olduğunu hatırlarsak bütçenin fazla vermesini unutmak, denk bütçe ile yılı tamamlamanın olanaksız olduğu öngörülmektedir. Bu arada doğal olarak CB’lığı bütçesi, TBMM bütçesi, faiz ödemeleri (TL 566 milyar) de ki bu çok tartışılan bir konudur, hesaplara katılmak durumundadır.
Ne kadar büyük bir titizlikle, çok ciddi bir öngörü bütünü içinde, en sağlıklı varsayımlara dayanarak hazırlanırsa hazırlansın, devlet bütçesi, kamu kesimindeki bütçeler, özel şirket bütçeleri mutlaka bir hata marjı içerir, revize edilmek zorunda kalınır, eleştirilir…
İşin doğası böyle gerektirir. Ancak bütçe mutlaka hazırlanılarak yapılmalı, kontrol edilmeli ve ona göre uygulanmalıdır.
Commentaires