Kanada Deneyimi
top of page

Kanada Deneyimi


Türkiye’de her gün bir gazetenin size ayırdığı köşede yazsanız, konu sıkışıklığına düşmezsiniz. Her gün mutlaka üzerinde yazı yazılabilecek bir konu bulursunuz.


Yazı: Hasan R. Ardıç

 

Ama benim yaptığım gibi ülkenizin politik ve yaşamsal konularına, seçim ve benzeri konulara hiç değinmeyeceğinizi ikinci seçimi bile beklemeden söyleyen biri iseniz, üstelik ülkemiz ekonomisine ilişkin konulara da 45 günden az olmamak kaydıyla bir süre yazılarınızda yer vermemeyi kararlaştırdıysanız, elbette benim şu anda içinde bulunduğum konu bulma sıkıntısına düşersiniz.


Bir süredir Kanada’dayım. Bunu birkaç defa yazdım. Hatta YouTube üzerinden yayın yapan Zoomya.TV’de ekonomiye ilişkin genel, Kanada’ya ilişkin özel programlar da yaptık. Muhtemelen Ağustos ayına kadar programlarımıza devam edeceğim. Genel anlamda ekonomi, belki biraz sohbet ve belki biraz da hayata dair söyleşiler şeklinde devam edeceğim. Sözümün dışına çıkmayacağım.


Burada oğlumun kullandığı, yaşadığı bir evimiz var. Ben de yaklaşık iki ay daha buradayım. Yukarıda özetlemeye çalıştığım koşullara uygun bir yaşamı sürdürmeye çalışıyorum. Bir de bu ülkeye özgü bir şeyler öğrenmeye, deneyimlemeye çalışarak… Beni bilenler, öğrendiklerimi paylaşmaya bayıldığımı da bilirler. Bu defa da öyle yapıyorum hem de aynı keyifle…



Hiç bir ülkeyi, ya da kimseyi bir diğeriyle karşılaştırmayı sevmiyorum. Herkesin, her ülkenin kendine özgü özellikleri var, bunlar belirli koşullarda oluşan ürünler. Değiştirmeye çalışmak da kıyaslamak da yakışık almayan davranışlar gibi gelir bana… Tabii ki 1:1 kıyas değil, ancak ülkelerin uygulamalarını eleştirmeden, önyargılı olmadan ortaya koymak olabilir. Neden olmasın?


Meselâ Kanada’ da “Canadian Experience” diye bir kavram var. Bu kavramı Kanada’da yaşamak, oturmak, çalışmak isteyen herkes mutlaka bilmekle yükümlüdür. Sadece kısa vadeli Kanada ziyaretlerinde turistlerin öğrenmesine gerek yoktur.


Canadian Experience - Kanada Deneyimi, Kanada’da yaşamak isteyenlerin belirli derecelerde bilmesi gereken, bilmelerinde ve tabii ki uygulamalarında yarar olan bir konu başlığı. Bu bir yaşam tarzı tanımlaması. Yazılı değil, ama uzun yıllardır var olan bir deneyimler bütünü. Hani Birleşik Krallık Anayasası (bilirsiniz yazılı değildir) gibi… Sadece bir an düşündüğümde akla gelenleri sıralayayım; (esasen bir sıralama da yok)


  • Kapıda karşılaşınca karşıdakine yol vermek, gülümsemek, selamlamak

  • Yaya yürürken öndekini geçmeye çalışmamak, sabır ve nezaketin uyuşmasını göstermek

  • Size yazılı olarak verilene yazılı olarak yanıt vermek

  • Tüm canlılara sevgi ve özen göstermek

  • İster asansör önünde, ister bankada olsun sıranızı beklemek

  • 15 dakikadan uzun duracaksanız sadece 4’lüleri yakmak yeterli değil, otoparka park etmek

  • Birisiyle bir işiniz varsa; sipariş vermek, bir şey almak ya da vermek vs gibi mutlaka onu selamlamak ve hal-hatır sormak

  • Gürültü yapmamak

  • Doğa dostu olmak

  • Akıl sağlığını yitirmiş, evsizler gibi insanlara diğer insanlara davranılandan farklı davranmamak, bakışla incelememek, onları küçümsememek, vs…

  • Kredi kart kullanmak,

  • Daima nazik olmak ve kurallara uymak…


Görüldüğü gibi, hepsi sade, uygulaması kolay, uygar olmanın koşulları, kültürün varlığını kanıtlar nitelikte… Bunlara uyarsanız bir şekilde Kanada sizi kabulleniyor, varlığınızdan ve Kanada’da bulunmanızdan memnuniyet duyuyor, bunu da size ifade etmekten de geri durmuyor.


Özetle her taraf memnun, diğerleri fiilen olmasa bile bir şekilde umursanmayarak en azından dışlanıyor. Yasal anlamda suç teşkil eden aykırı davranışlar elbette hukuk çerçevesinde yaptırımların uygulanması ile değerlendiriliyor.


Kıyaslama yapmayacaktık. Tamam ama en azından okurken siz yapmadınız mı? Bana da benzer hakkı tanırsanız… Kurallara uyum ve nezaket çerçevesinde davranış tarzı her halde en rafine şekilde burada uygulanıyor. Enflasyondan, faizden ve benzeri önemli ekonomik verilerden bırakın her dakika konuşmayı bu ekonomik basit ama önemli hususlardan bahsedilmiyor bile.


Son dönemde belki biraz fazla göç almanın da sonuçlarından biri, işsizlik burada da var ama halâ istihdam açığı var. Katiyen ırkçı bir yaklaşımla değil, sadece bilgi için; burada en fazla Hintli göçmen var, Afrikalı Amerikalılar var, Japonlar ve Çinliler de bulunmakta. Göz kararı izlenimlere dayanarak söylediklerim Ontario Eyaleti için geçerli. Siyaset neredeyse hiç konuşulmuyor. 26 Haziran’da Eyalet Vali seçimi var, ama sanki hiç yokmuş gibi…


Fiyatlar, özellikle gıda fiyatları gayet normal, iyi, hatta çoğu ürün bizde olduğundan ucuz. Tabii bu kıyas Kanada ve ABD doları olarak yapıldığında reel anlamda. Bu arada kur 1 ABD$ = 1.37 CAD. Araya kur girip çarpma işlemi yapılırsa hiç de öyle çıkmaz tabii. Asgari ücretle çocuksuz 2 kişilik bir aile geçinebiliyor, ama 2 asgari ücretin girdiği ev çok rahat geçiniyor.


Kent içi ulaşım hiç aksamadan metro ve tramvaylar ile yapılıyor. İsteyene taksi de var tabii…

İki ayrı renkte taksi sistemi var; siyah olanı daha lüks, yeşil-turuncu olanlar saat ve tarife esaslı çalışıyor. Tabii bir de Uber var ki en fazla tercih edileni. Son zamanların en yoğun göç veren ülkesi Hindistan Uber taksi şoförlüğünü çoğunlukla ele geçirmiş. Dün bindiğim Uber Taksi şoförü, Afganistan’dan iltica etmiş. Gayet de medeni ve kibar bir insandı; önyargı iyi bir huy değil.



Elbette sohbet tadındaki bir yazıda daha fazla bilgi biraz zor. Ama iki yer daha var; bir diş polikliniği ve bir berber salonu. Temizlik ve dekor açısından ayırt etmek mümkün değil. Mükemmel. Kentin her noktasında fiyat birliği saptanmış. Toronto’nun merkezinde ve hemen dışında fiyatlama açısından kayda değer bir fark yok. Yakıt uygun fiyatlı, ucuz, her akşam ya da haftada en az 2 kere yeni yakıt fiyatı olmuyor buralarda. Hani var ya; “saat 00:00 itibariyle geçerli olmak üzere…” denilen.


Son bir not, burada çoğunluk sadece Başbakan’ın soy ismini biliyor, o da popüler ve sosyal bir genç kişilik olduğu için (Trudeau). Ama ilk ve varsa ikinci adını kimse bilmiyor. Hele muhalefet partisi başkanlarının diye sorsanız: hiç…


Doğal güzellikler ve varlıklar sayısız denecek çoklukta, güzel ve bakımlı. Herkes mi bu kadar doğasever? Evet herhalde öyle. Dünyanın en bilinen şelalesi olan Niagara burada, ABD ile olan sınırda. 10.000 yıldır biliniyormuş, saniyede 25.000 tonluk bir debi ile 10.000 yıldır akıyor. Galiba ilk HES burada kurulmuş, ABD ve Kanada nüfuslarının su gereksiniminin %8’i buradan tedarik ediliyor. İçilebilir nitelikte tertemiz ve buz gibi. Bu bilgilerin güncellenmesi ve teyidi önemli.


Kanada, hiçbir konuda kendi kendine övünmeyen bir ülke, insanları böbürlenmeyi sevmiyor, hatta hiç… Ama yaptıkları mükemmel işler var. Havacılık ve uçak sanayii bunlardan biri. Ünlü Bombardier Lear Jet Kanada yapımı. Üniversiteleri başarılı kurumlar. Evet, gelişmiş ve en büyük şehir Toronto, ama üniversiteler adeta birbirine komşu ve onlarcası yan yana…


Bugün son değineceğim konu, yaşı 45-50 üzerindeki erkek nüfusumuzun çok iyi hatırlayacağı: “Hay bin kunduz!!”, “Kaptan Swing, Mister Blöf, Gamlı Baykuş, köpeği Puik ve Ontario Kurtları”nı çizgiyle bizlere sunan kitapların kahramanlarının burada yaşamış oldukları söylentisi. Ontario kalesi var mıydı bilemiyorum, ama Betty ve güzel turtaları herhalde vardı. 1770-1785 yılları arasında bu maceraperest yurtseverlerin göründükleri rivayet olunur. Her biri 64 sayfalık çizgi romanlar haftalık yayınlanırdı ve o dönemin çocukları değil sadece bazen gençleri de hafta sonu yayının çıkmasını beklerlerdi. İlk satın aldığımda fiyatı 125 kuruştu. Muhtemelen 1965 yılıydı. İkinci el fiyatı da vardı. Bu arada barter da yapılırdı.


İsterseniz şimdilik bu kadar diyelim ve önümüzdeki haftalara biraz daha anlatı sermayesi bırakalım. Çünkü burada, sansasyonel hareketler yok, konuşulacak kadar enflasyon da yok. Asgari ücret var ama yılda bir kez sohbet konusu olabiliyor. Bunun gibi… Beklenmeyen bir durum yok, ancak belki trafik kazası. Geçtiğimiz hafta orman yangını çıktı. 6 ayrı lokasyonda. Aynı gün (24 saat) söndürüldü. Boston ve New York’taki arkadaşlarımız bir miktar is ve dumandan etkilendiler, o kadar…


Samimiyetle ifade edeyim; Kıskanmıyorum. Ama imreniyorum...

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page