top of page

Aile Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk


Aile uyuşmazlıklarında arabuluculuk çözümlerinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de giderek yaygın hale geldiğini, artan oranda önem kazanan bir çözüm yolu olduğunu görüyoruz.



Yazı: Fatma Bozkurt Saraç

Avukat, Arabulucu


Tahmin edilebileceği üzere aile içindeki çatışmalar, boşanma, velayet, mal rejimi tasfiyesi (mal paylaşımı) gibi gelişmeler duygusal ve psikolojik açıdan hassas konuların başında geliyor. İşte bu tür uyuşmazlık konuları, taraflar arasındaki iletişimi ve ilişkileri bozabileceği gibi, çocuklar ve diğer aile bireyleri üzerinde de uzun vadeli olumsuz etkiler bırakabiliyor. Bu çerçeveden bakıldığında arabuluculuğun, aile içi anlaşmazlıkların mahkemeye taşınmadan taraflar arasında diyalog yoluyla çözülmesini sağlamasından dolayı daha sağlıklı bir yol olduğunu söyleyebiliriz.


“Aile”, uluslararası metinlerde birbiriyle sürekli iletişim ve etkileşim içinde olan küçük sosyal topluluk olarak tanımlanıyor. Nihayetinde her birey bir ailenin üyesi. Sürekli iletişim ve etkileşim içinde olan aile üyelerinin ilişkileri öyle ya da böyle her zaman devam edeceğinden, aile üyelerinin dargınlık içinde, küs ve çatışma halinde olmalarından hareketle arabuluculuktan destek alarak dostane bir çözüm bulmaları son derece önemli.


Bu nedenle dünyada çok farklı çözüm yolları uygulanıyor. Mesela Londra’ da “Alone” isimli mevcut bir arabuluculuk uygulamasında sokakta kalan 15-16 yaşlarındaki çocukların, aileleriyle arasında arabuluculuk yapılarak aile bağları yeniden kurulabiliyor.

Aile uyuşmazlıkları alanında çalışan uzman arabulucuların, geliştirilmiş becerilere sahip olması olmazsa olmaz bir konu. Bu tür uyuşmazlık vakalarında genel olarak duygunun hâkim olduğu görülmektedir. Bu yüzden de duyguları yönetmek ve düşünceleri akılcılaştırmak çok önemli. İşte bu nedenle ilkin arabulucuların özellikle psikoloji, çocuk gelişimi, sosyoloji, sosyal psikoloji, gelişim psikolojisi, kişilik psikolojisi gibi alanlarda bilgi sahibi olması şart.



Aile uyuşmazlıklarında arabuluculuk konusunda daha ayrıntılı bilgi almak isterseniz konu uzmanı Avukat ve Arabulucu Ayşe D. Ergüler ile yaptığımız röportajı izleyebilirsiniz.

Avrupa Birliği direktifi, 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu, Arabuluculuk Yönetmeliği, Arabuluculuk Etik Kuralları, HMK (Hukuk Muhakemeleri Kanunu), işçi işveren uyuşmazlıkları, ticari uyuşmazlık, tüketici uyuşmazlıkları gibi özel kanunlarda da düzenlenen genel hukuk arabuluculuklarında uyuşmazlıkların kaynağı sınırlı (kıt) kaynakların paylaşımı, temel psikolojik ihtiyaçların karşılanmaması, farklı değerlere sahip olmak, kişiler arası çatışma olarak ortaya konuyor. Buna karşın aile arabuluculuğunda uyuşmazlıkların kaynakları, çok daha farklı.


Aile arabuluculuğu konusunda yine Avrupa Birliği direktifleri ve bu direktiflerin uygulanması için CEPEJ adında rehber ilkeler mevcut. Burada çocuğun üstün yararı ve aile içi şiddet kavramlarının yer aldığını görüyoruz. Bizim hukukumuzda da aile içi şiddet içeren uyuşmazlıklar, arabuluculuk kapsamı dışında tutulmuştur. Ancak burada da aile içi şiddetin ne olduğunu çok iyi tanımlamak ve sonuç olarak aile arabuluculuğu konusu içerisinde yer vermek gerek. Çünkü ekonomik, psikolojik, fiziki şiddetin hangi türü olursa olsun arabuluculuğun nihayetinde şiddeti önlediğini biliyoruz.


Aile içi şiddet dendiğinde özellikle “tarafların iradesini sakatlayan” şiddet unsuru anlaşılmalıdır. Aile uyuşmazlıkları yıllara yayılmış hesaplaşmaların görüldüğü bir ortam olduğundan çocuğun, aile büyüklerinin durumu işte tam da bu bakımdan hassastır.

Gerçek ihtiyaç ve menfaatlere uygun olarak tarafların birbirine kusur affetmeden ve çekişmeden boşanmayı sağlamaları önemlidir. Bu tür yaklaşımla gerçekleşen boşanmalarda, boşanmanın feri konularının (mal rejimi tasfiyesi, nafaka, ebeveynlik planı vb.) çok rahatlıkla halledilebildiği, çekişmesiz hale getirilebildiği görülüyor. Bir araştırmaya göre anlaşarak boşanan tarafların, boşanmadan sonraki süreçte de yapıcı ve özellikle çocuklar için katkı sunan nitelikte ilişkilere sahip oldukları yapılan tespitler arasında.


Bu tür uyuşmazlıklara ilişkin olarak bir arabulucunun çalışması sırasında bazı gözlemleri yapması çok önemli. Aile içi şiddetin, istismarın olup olmadığı, taraflar arasında bir güç dengesinin olup olmadığı, tarafların ortak müzakereye hazır olup olmadığı, tarafların arabuluculuk süreci hakkında bilinçli olup olmadığı ve ihtiyaçları ya da menfaatlerine odaklanma noktasında bir idrake sahip olup olmadıkları gibi konularda yapılacak gözlemler burada öne çıkmaktadır. Bunun için aile uyuşmazlıkları özelinde arabulucu değerlendirme toplantısı (ABDT) ya da şiddet tarama testi (ŞTT) adıyla anılan argümanlar gözetilmektedir.


2 Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
Enise
May 11
Rated 5 out of 5 stars.

Yine çok başarılı ve bilgi verici bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık.

Like
Guest
May 11
Replying to

Teşekkur ederim katkiniz icin

Like
zoomya.tv logo (500 x 400 piksel) Kopyası.png
  • Zoomya.TV
  • Zoomya.TV
  • Zoomya.TV
  • Zoomya.TV
  • Zoomya.TV

© 2022 by zoomya.tv

Başvurun için teşekkürler!

bottom of page