Sneaker’lı Başbakan Edi Rama’dan Meloni’ye Romantik Karşılama
- Aysun Bekdemir
- 1 saat önce
- 2 dakikada okunur
Dünyanın dört bir yanından liderlerin buluştuğu uluslararası zirvelerde protokol, kravat ve resmi yüz ifadeleri genellikle başroldedir. Ancak Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, bu sıkıcı alışkanlıklara meydan okuyan bir istisna.
Yazı: Aysun Bekdemir
Boyu uzun, tarzı rahat, cümleleri düşündürücü ve ironik. Kendisi aynı zamanda eski bir ressam, eski bir basketbolcu ve hâlâ genç bir isyankâr gibi davranabilen nadir siyasetçilerden biri. Onu görenler ilk bakışta "Bu adam gerçekten başbakan mı?" diye düşünebilir. Sneaker’ları, bol paça pantolonları ve zaman zaman ceket yerine spor ceketle verdiği pozlarla Rama, Batı Balkanlar’ın belki de en özgün siyasetçisi.
Geçtiğimiz günlerde, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’yi Arnavutluk’ta ağırlarken verdiği görüntü ise sosyal medyada adeta olay oldu. Meloni’nin uçaktan inmesi ve kırmızı halıda yürüdüğü an, Rama'nın zarif ama bir o kadar da teatral bir jestle eğilerek selam vermesi, kimilerince diplomatik bir kibarlık, kimilerince ise romantik bir saygı ifadesi olarak yorumlandı.
Elbette bu sahnede eksik olmayan tek şey, Rama’nın ayağındaki klasik beyaz ‘sneaker’lardı. Protokol mü? Belki bir zamanlar vardı. Şimdiyse Rama'nın dünyasında diplomasi de sokak stiline ayak uydurmuş gibi...
Meloni ve Rama, ilk bakışta birbirinden oldukça farklı liderler. Meloni sağ görüşlü, milliyetçi politikalarıyla tanınan, Avrupa’nın güçlü kadın siyasetçilerinden biri. Rama ise daha sol eğilimli, kültür-sanat kökenli bir entelektüel. Ancak bu zıtlık, aralarında yıllardır süren siyasi bir saygı ve ilginç bir iletişim tarzı doğurmuş durumda. İtalya ile Arnavutluk arasındaki ilişkiler zaman zaman tartışmalı da olsa, liderlerin kişisel uyumu medyaya sık sık renkli kareler olarak yansıyor.
Kimi izleyicilere göre Rama'nın Meloni'ye olan bu “aşkla karışık diplomatik” yaklaşımı, sadece siyasi bir jest değil; aynı zamanda Meloni'nin liderliğine ve İtalya’nın bölgedeki etkisine duyulan özel bir saygının ifadesi. Tabii bu yorum biraz da ekran başındaki gözlemcinin ruh haline bağlı.
Siyaset elbette ciddiyet ister; ancak bu ciddiyetin arada bir sneaker giymeye, bir hanımefendiye zarifçe eğilmeye ve halkın gülümsemesini sağlamaya engel olmaması gerektiğini Rama bize tekrar hatırlatıyor. Belki de Balkanlar’ın bu sıra dışı lideri, tam da bu yüzden diplomatik sahnelerin “asi çocuğu” olmayı sürdürüyor. Ve biz de onun sayesinde siyaset haberlerini biraz daha keyifle okuyoruz.