Hastaneler, Seyahatler ve Hayatın İzleri
top of page

Hastaneler, Seyahatler ve Hayatın İzleri


Hayat iki yerde erken başlıyor. Biri seyahatte, diğeri hastanede... Birinde, yaşamı keşfetmek, diğerinde, ölümü keşfetmek...



Yazı ve Fotoğraf: F. Tülây Parlak

 

Ama ikisinde de aslında kendimizi keşfetmek, sınırlarımızın farkına vararak kendimizi tanımak... Ve kendimizi dönüştürmeye başlamak... Ama tabii ki yaşananların kıssadan hissesini alırsak...


Kendimizi, seyahatlerde sadece eğlenceye, hastanelerde ise, sadece kedere bırakırsak, o zaman, doğarken elimize verilen kum saatini ters çevirip başında beklemenin ötesine geçememiş oluyoruz...


Seyahatlerde de hastanelerdeki yaşamlarda da kıssadan hisselerin farkına vararak yaşadığımızda, mesela, ölümle yüzleşince ya da bir seyahatte içilen kahve, başka anlamlı bir ifade ediyor.. Yavaş yavaş ölüme yürüyene şahit olunca, bir deniz kenarında veya parkta, gözünüzü kapattığınız zaman çiçeklerin veya denizin kokusunu içinize çekince, yaşadığınızı hissedersiniz... Mutlu olmanın aslında bu kadar basit olduğunun farkına varırsınız... Daha kolay vazgeçer, daha kolay kabullenir olursunuz... Daha esnek, daha akışa bırakarak yaşar bulursunuz kendinizi... Hayatınızda değişimleri daha rahat yaparsınız...



Sevdiğiniz insan nefes alamayarak gözünüzün önünde çırpındığında veya milim milim ölüme yürüdüğünü gördüğünüz halde elinizden bir şey gelemediği anda, o çaresizliği yaşadığınızda, sokakta yürümenin veya su içmenin mutluluk olduğunu anlamışsınızdır çoktan... Artık eskiden sizi üzen şeyler üzmez, hayat daha esnekleşir...


Travma dönüştürür.. Hüzünler değil, hayal kırıklıkları değil, travmalar değiştirir... Seyahatlerde de başka başka kültürler, farklı yaşamlar tanıdıkça aynı esneklik oluşur ve hayat, sizi yine dönüştürür... Yeter ki yaşadıklarımızda saklı olan dersleri alabilelim...

Son Yazılar

Hepsini Gör

Antropoloji

bottom of page